Herkese kocaman merhabalar.

Yeni bir insan tanımak ne kadar güzel bir şey. Diyeceğim o ki hepimiz yaşayacağız ve birilerinin hayatlarına dokunacağız ve o hayatları iyileştirirken ya da alt üst ederken yaşlandığımızın farkına varmayacağız. 


Beni tanıyacak olursak, ne kadar çok insan tanırsam o kadar enerjiyle dolup taşıyorum. Birilerinin hayatında yer ettikçe mutlulukla dolup taşıyorum. Benim için en büyük mutluluk kaynağı bu sanırım.

Yeni insanlar tanımak. Sanki kütüphanenize yeni bir kitap daha eklemek gibi. Bir önceki yazımı okumayanlar için tekrar söyleyeceğim. İlk yazımda Bodrum'a nasıl geldiğimi anlatacağım. Epeyce uzun olacağını düşündüğüm bu konuyu büyük ihtimal bölümler halinde yazacağım. 

Şimdi. Geçtiğimiz sene Ankara'da bir üniversite kazandım. Bölümüm ise harikaydı. Fransız Dili ve Edebiyatı. Ancak çok geçmeden okulu bırakmak zorunda kaldım. Çünkü hem bir işte çalışmayı hem de okulu bir arada taşıyamadım. Çünkü hazırlık sınıfını ebesinin şeyine taşımışlar. Gölbaşı'na. Gölbaşı Ankara'nın epeyce dışında. Her neyse okulu bıraktım ve eve, ailemin yanına döndüm. Sömestr tatiline kadar kayda değer bir şey yapmadım. Evde dizi ve film izledim. Sömestr tatilinde lise arkadaşlarımı ziyaret ettim ve onlarda kaldım. Tatil bittikten sonra bir gün Bodrum'da yaşayan bir tanıdığım olduğunu hatırladım. Ancak herhangi bir samimiyetim de yoktu. Öyle uzaktan tanışıyorduk. Hemen mesaj attım ve çalışmak istediğimi söyledim. Kendisi bir otelde çalışıyordu ve bana Bodrum'da bir iş buldu. Özgeçmişimi gönderdikten sonra beni aradı ve çantanı topla gel dedi. Ben de öyle yaptım. Çantamı topladım ve hiçbir şeyi düşünmeden doğruca yola koyuldum. Otobüs yolculuğu hayli uzun sürdü. Öyle ki Bodrum'a indiğimde koltuğun şeklini almıştım.

İlk izlenimim: Bodrum adeta bir cennetti. Otogardan çıkar çıkmaz karşınıza çıkan, filmlerdeki o dar ve rengarenk sokaklar ve esnaflar. Tam yerine gelmiştim. Acaba bu rengarenk sokakları olan yerde neler yaşayacaktım? Hiçbir şeyden habersiz beni arabasıyla almaya gelmiş tanımadığım birinin arabasına bindim ve Bodrum maceram başlamış oldu. Sonraki yazıda görüşürüz :)

5 Yorumlar

  1. Hmm bizi uzun bi yazı dizisi bekliyor gibi.:)
    Okulu bırakmana üzüldüm, part time farklı işler bakabilirdin, dondurabilirdin... Ama sağlık olsun, bakalım.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet dondurmuş olmayı çok isterdim ama hazırlık sınıfında dondurulamıyormuş. Her neyse :) Farklı işler konusuna gelince, Ankara günlerimi daha sonra anlatıcam. Şimdilik konumuz Bodrum :)

      Sil
  2. Ne zor bir durum okulu bırakmak. Bir de sevmişsin bölümünü... Umarım güzel bir başlangıç olmuştur Bodrum. Umarım sonrası da öyle olur :)

    Bir sonraki bölüm için beklemedeyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet okuldan ayrılmak zor olmuştu.

      Bugün yarın yazıcam devamını :)

      Sil
  3. Son yazınızı okudum. İlk yazınızdan okumak daha iyi düşündüm.Hayırlısı olsun sizin için nasıl mutlu oluyorsanız öyle tercih etmeniz her zaman mantıklı okul kısmı tekrar yapabileceğiniz bir durum hiç bir şey için hayatta geç kalmış değiliz sonuç olarak :)))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski