Merhaba. Uzun yıllar sonrası "Blogger denilen bir yer vardı, blogger neden yağar?..." Pardon burada değildi o. Blogger'da ne olmuş, tanıdık kimler kalmış diye bakayım derken yıllar bu kadar hızlı geçmeye başlamadan önce görüşür konuşur olduğum arkadaşlarımdan Delimanyaa'nın blogunda az önce gördüğüm -ki o da 2 yıl önce yazmış-  "Kar, neden yağar kar?" başlıklı bir yazıyı görünce ilgimi çekti.



Bunun bir film sahnesi olduğunu anladıktan sonra henüz izlemediğim bu Gölgesizler isimli filmin konusunu araştırdığımda; yeni okumaya başladığım ve bir yandan da üzerine araştırmalar yaptığım, İngiliz Edebiyatı'ndan Harold Pinter'ın The Happy Birthday adlı oyununu çağrıştırması üzerine bu yazıyı yazmak istedim. Benzer amaçla sorulan bir soru da bu oyunda var zira. O da "Why did the chicken cross the road?" Tavuk niye garşıya geçti? diye soruyorlar adama. Hemen kısa özet:

Gölgesizler filmi Türk Sineması'nın anlaşılması en zor filmlerinden biri olabilir. Henüz izlemedim ancak okuduğum yorumların birçoğu bu yöndeydi. Filmi araştırdığınızda karşınıza çıkacak ilk açıklamalardan biri filmin konusunun ensest ilişki üzerine kurulduğu. Bir köy var ve bu köyde yasak ilişki(ler) yaşanıyor. Bunun sonucunda doğan çocuklar çirkin doğuyor. Film hakkında okuduğum kadarıyla böyle bir açıklama yapabilirim. Henüz izlemedim tekrar söylüyorum. *Cennet Mahallesi Selim çevrimiçi* Yanlışım varsa düzeltin ama... *Cennet Mahallesi Selim çevrimdışı*

Ayrıca bir başka alıntı yapacağım. "Anadolu'daki bir alevi köyünde insanların varlıklarını kendi gözlerinden sorgulatan, felsefesi aslında varoluşçuluk olan, psikolojik bir hasan ali toptaş kitabı." 

Buradan anlayacağımız üzere aslında film kitaptan uyarlama.

İşte Harold Pinter abimizin The Birthday Party isimli oyununda da benzer bir durum söz konusu. Oyunda sorulan bir yığın soru var. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan sorusu da bu oyunda. Evet, o çok duyduğunuz soru bu oyundan. Daha iyi anlayabilmeniz için midterm assignment olarak verilen -üniversite bitmedi hocam daha, napayım, hâlâ sınav oluyorum- sahi kaç yaşına geldim? Ruşen Amcanın oğlu Sedat geliyor aklıma sinirleniyorum. Evet şimdi oyundan kısaca bir bölüm:

A: Why don’t you pay the rent?
B: Mother defiler!
A: Why did you pick your nose?
B: I demand justice!
A: What’s your trade?
B: What about Ireland?
A: What’s your trade?
C: I play the piano.
A: How many fingers do you use?
C: No hands!
...
A: Speak up, Webber. Why did the chicken cross the road?

Senin olayın ne? Peki ya İrlanda? Piyano çalarım ben.  Kaç parmak kullanırsın? Ellerimi kullanmam. Son soru ise bana bu yazıyı yazdırtıyor. Konuş, Webber. Tavuk neden yolu karşıya geçti? Bir yargılama var ortada anlayacağınız üzere. Kollektif bir yargılama.

Kesinlikle ironinin dibi hocam, hatta ironi kuyusu. Öte yandan trajik. Trajik olan Webber'in sorguya çekiliyor olması, ancak sorulan soruların birbirinden alakasız, deli saçması sorular olması. Spoiler gibi bir açıklama geliyor. Burada soru soran karakterler, yani Webber'i sorguya çekenler dini ve siyasi otoritelerin karakterize edilmiş halleri. Evet, otoritelere ve kontrol mekanizmalarına göndermeler yapıyor Pinter.

Oyunun pdf halini internette bulabilirsiniz. Ama okuduktan sonra eğer merak edeniniz olursa iki akademik çalışma bırakacağım buraya. Bunları da okumanızı tavsiye ederim.

Pinter's "The Birthday Party"| A director's analysis and production process (doğrudan iner)

Edward Bond’s Rational Theatre and Violence of Saved (download pdf butonu var)

Oyunun amacı veya içerdiği mesaj bunla mı sınırlı? Hayır tabiki de. Sosyal şiddet, toplum şiddeti, toplumsal bağ, kollektif yargılama daha birçok konu üzerinde durulabilir. Ancak bana bu çağrışımı yaptıran kısmından bahsetmek istedim size sadece.

Şimdi.
Eğer buraya kadar sabrettiyseniz, aklınızda kalması gereken iki soru var.

Gölgesizler isimli Türk Sineması eserinden;
Kar, neden yağar kar?

The Birthday Party isimli İngiliz Tiyatrosu eserinden:
Why did the chicken cross the road?

Üzerine kendi inşanızı yapın. Zira ilk fırsatta öyle yapacağım. Gölgesizler filmini izleyeceğim. Yine derine indik.

O zaman "Derine indik".

Görüşürüz.

Söz üstüne söz söyle

Daha yeni Daha eski